Ergoterapi

Özel eğitim alanlarında ergoterapistler bireylerin kendine bakım alanlarında becerilerini geliştirmeyi hedeflerler ve maksimum potansiyellerini ortaya çıkarmaları için onları desteklerler. Çocuklarla ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezimize gelen tüm tanı gruplarıyla çalışmaktadırlar. Bireyin katılımını ve bağımsızlığını maksimum seviyeye çıkarmak için gerekli müdahalelerde bulunurlar. Seanslarda salıncak, trambolin, top havuzu, tırmanma merdiveni, pilates topu, duyu minderi, ışıklı küre, denge tahtası gibi birçok materyal bireyin ihtiyacına ve gelişimsel seviyesine uygun olarak müdahale kapsamında kullanılmaktadır. Terapi yelpazesi oldukça geniş olup doğuştan ya da sonradan özel gereksinimi olan her yaştan bireyle çalışarak bireylerin günlük yaşama katılımını, bağımsızlığını ve yaşam kalitesini artırmak hedeflenmektedir. Bireyin ihtiyacı duyduğu ve kısıtlılık yaşadığı, ince motor beceriler, kaba motor beceriler, duyusal-motor beceriler, görsel algısal beceriler gibi birçok becerinin gelişimini desteklerler.

Ergoterapide Prematüre Bebek Gelişim Takibi

Prematüre doğum, gebeliğin 37. haftasından önce gerçekleşen doğumdur. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 15 milyon prematüre bebek dünyaya gelir. Prematüre doğan bebekler, doğumdan sonra özel tıbbi bakım ve destek gerektirir. 
Prematüre Doğumun Nedenleri ve Risk Faktörleri
Prematüre doğumun kesin nedenleri her zaman bilinmemekle birlikte, çeşitli risk faktörleri tespit edilmiştir. Bunlar arasında annenin yaşı, sigara ve alkol kullanımı, enfeksiyonlar, annenin tıbbi geçmişi, ikiz veya daha fazla sayıda bebek taşıma ve gebelik sırasında yaşanan stres gibi faktörler bulunmaktadır.
Prematüreler için düzeltilmiş yaşı hesaplamak önemlidir.
Bu, çocuğunuzun kilometre taşlarını gerçek yaşlarına göre değil, doğum tarihinde doğmuş olsalardı olacakları yaşa göre takip ettiğiniz anlamına gelir.
Prematüre bebeklerin hastaneden taburcu edildikten sonra da özel takip ve bakım gerekebilir. Bebeklerin sağlık durumları ve gelişimleri düzenli olarak değerlendirilir, gerekli durumlarda fizyoterapi, ergoterapi, dil ve konuşma terapisi gibi destek hizmetlerine yönlendirilir. Aileler, bebeklerinin özel ihtiyaçlarını karşılamak için eğitim ve rehberlik alır.

Prematüre Doğumda Ergoterapinin Önemi

Prematüre doğumlar, bebeklerin yaşamlarının ilk aylarında ve yıllarında çeşitli gelişimsel zorluklarla karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Bu durum, duyusal motor beceriler, sosyal ve duygusal gelişim, dil ve konuşma yetenekleri gibi alanlarda geri kalmalarına yol açabilir. Prematüre doğan bebeklerin sağlıklı bir gelişim süreci geçirmeleri için ergoterapinin önemi büyüktür.
Ergoterapi, bebeklerin günlük yaşamlarında bağımsızlık kazanmalarına ve fonksiyonel becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlayan müdahaleleri içeren sağlık profesyonel alanıdır. Prematüre bebekler için ergoterapi, gelişimsel geriliklerin erken teşhisi ve önlenmesi, motor becerilerin geliştirilmesi ve uyaranlara uygun tepkilerin öğrenilmesi gibi alanlarda önemli katkılar sağlar.

Prematüre doğan bebeklerde ergoterapinin temel hedefleri şunlardır:

Gelişimsel geriliklerin erken teşhisi: Prematüre bebeklerde gelişimsel geriliklerin erken teşhisi, uygun tedavi ve destek hizmetlerine yönlendirilme açısından önemlidir. Ergoterapistler, bebeklerin motor, duyu, sosyal ve bilişsel becerilerini değerlendirir ve gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada yaşadıkları zorlukları belirler.
Motor becerilerin geliştirilmesi: Prematüre bebekler, kas tonusu ve kuvveti, koordinasyon ve denge gibi motor becerilerde zorluklar yaşayabilir. Ergoterapistler, bebeklerin bu becerileri geliştirmelerine yardımcı olmak için bireyselleştirilmiş egzersiz ve aktiviteler planlar.
Duyu bütünleme: Prematüre bebeklerin duyusal sistemlerinde farklılıklar olabileceği için, dış dünyaya uyum sağlamakta zorlanabilirler. Ergoterapistler, bebeklerin duyusal gelişimi için terapi süreçlerine duyu bütünleme yaklaşımı gibi birçok farklı yaklaşımı dahil ederler.
Sosyal ve duygusal gelişim: Prematüre bebekler, sosyal- emosyonel gelişim alanlarında zorluk yaşayabilirler. Ergoterapistler, bebeklerin sosyal becerilerini self regülasyonlarını desteklemek için aile ve bakım verenlerle birlikte çalışır ve uygun stratejiler sunar.
Ergoterapi, prematüre doğan bebeklerin yaşamlarının ilk yıllarında sağlıklı bir gelişim süreci geçirmeleri için önemli bir rol oynar. Prematüre bebeklerin yaşadığı gelişimsel zorluklar erken dönemde tespit edilebilir ve gerekli müdahalelerle bebeklerin gelişimi desteklenir.
Ergoterapistler, prematüre bebeklerin aileleriyle yakından çalışarak, ailelerin bebeklerinin gelişimsel ihtiyaçlarını anlamalarına ve bu ihtiyaçları karşılamak için uygun yöntemler kullanmalarına yardımcı olur. Aile eğitimi, ergoterapinin temel bileşenlerinden biri olup, ailelerin bebeklerinin günlük yaşamlarında bağımsızlık kazanmalarını desteklemelerine katkı sağlar.
Ergoterapi sürecinde, terapistler öncelikle prematüre bebeklerin gelişimsel durumunu ve ihtiyaçlarını değerlendirir. Ardından, bebeklerin yaşamlarının çeşitli alanlarında katılım sağlamalarına yardımcı olacak bireyselleştirilmiş terapi planları hazırlar. Terapi seanslarında kullanılan aktiviteler ve yöntemler, bebeklerin yaş, gelişim düzeyi ve ihtiyaçlarına göre düzenlenir.
Sonuç olarak, prematüre doğumla gelen gelişimsel zorluklar ergoterapi ile başarılı bir şekilde ele alınabilir. Ergoterapinin erken dönemde uygulanması, prematüre bebeklerin duyusal, motor emosyonel ve bilişsel gelişim alanlarını destekleyerek, sağlıklı bir yaşam sürecine adım atmalarına yardımcı olur. Ayrıca, ailelerin bebeklerinin gelişimsel ihtiyaçlarını anlamaları ve bu ihtiyaçları karşılamak için uygun yöntemler kullanmalarına destek sağlayarak, prematüre bebeklerin günlük yaşamlarında bağımsızlık kazanmalarını kolaylaştırır.

ERGOTERAPİDE PEDİATRİK REHABİLİTASYON

Bebek veya çocuklarda doğuştan gelen bazı hastalıklar ile daha sonradan ortaya çıkan kas iskelet bozuklukları veya nörolojik rahatsızlıkların sebep olduğu fiziksel, zihinsel, duygusal, algısal bozuklukların sınırlılıklarını en aza indirgemeyi amaçlar. Tedavi çocuğun günlük yapabildiği işleri korumak ve geliştirmek temellerine dayanır.
Pediatrik Ergoterapi; bebek veya çocukların katılımının etkilendiği günlük aktiviteleri bağımsız ve başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için gerekli olan fiziksel, sosyal, duyusal, bilişsel veya psikolojik tüm gelişim alanlarını değerlendirir ve becerilerin gelişimini destekler.
Pediatrik rehabilitasyon geniş bir multidisipliner yaklaşım gerektirir. Hekim, fizyoterapist, ergoterapist, dil ve konuşma terapisti, özel eğitim uzmanı, psikolog, odyolog gibi çeşitli alanlarda uzmanlar ile beraber rehabilite edilme süreci sağlanabilir.
Çocuklarda ergoterapinin en önemli amacı çocuğun günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığını sağlayarak toplumsal katılımını gerçekleştirmektir. Günlük aktivitelere katılım, sağlığı ve iyi olma halini direkt olarak etkiler.
Çocukluk çağı aktivitelerine katılım çocukların fiziksel, sosyal, kültürel, ekonomik ve kurumsal çevreler ile etkileşimini gerektirir. Çocuk çevre ve aktivite arasındaki etkileşim maksimum düzeyde ise optimal aktivite performansı başarılmış olur. Performans komponentleri duyu-motor, kognitif ve psikososyal olmak üzere 3 bölümde incelenir. Ergoterapist tarafından çocuğun performansını etkileyen faktörler, çevre ve aktivite değerlendirilir ve gerekli müdahaleye karar verilir.
Çocuğun en başta günlük yaşam aktivitelerini bağımsız yerine getirebilmeleri üzerinde duran ergoterapistler, çocuğun oyun oynama ve öğrenme yeteneklerini geliştirir. Bu durum çocuğun gelişimine ve bağımsız olmasına yardımcı olur.

ERGOTERAPİDE BESLENME/UYKU/TUVALET PROBLEMLERİNE BÜTÜNCÜL BAKIŞ

Beslenme sorunları, çocukluk döneminde en sık rastlanan problem alanlarından biridir. Beslenme problemlerinin yaygınlığı incelendiğinde tipik gelişim gösteren çocuklarda %25 oranında; gelişimsel problemleri olan çocuklarda ise %35-80 oranında beslenme bozukluğu görüldüğü belirtilmektedir.
Beslenme bozuklukları; besinin emilimi, tüketimi, yemeyle ilgili stres/korku gibi tepkiler, davranışlar gibi beslenmenin birçok yönünü içerir. Beslenme bozukluğuna; seçici beslenme, yıkıcı yeme davranışları, besin reddi gibi problemler örnek olarak verilebilir. Çocuklarda en sık görülen beslenme bozukluğu seçici beslenme ve az yeme problemleridir. Seçici beslenme; yeni besinleri deneme konusunda isteksizlik ve belirli besin gruplarını reddetme olarak tanımlanabilir.

Beslenme Problemlerinde Ergoterapi
Ergoterapistlerin müdahalede bulunduğu problemler, beslenmenin çeşitli yönleriyle (motor beceriler, duyusal işlemleme becerileri, psikososyal etmenler, bilişsel bozukluklar gibi) ilgili olabilir.

Duyusal Bakış Açısıyla Beslenme Problemleri

Beslenme aktivitesi komplike bir eylemdir. Birçok duyu aynı anda çalışmaktadır. Beslenme problemlerine duyusal olarak baktığımızda duyusal algı ve entegrasyon alanında problemler karşımıza çıkmaktadır. Beslenmenin uygun bir şekilde gerçekleşmesi için iyi bir vücut farkındalığının olması gerekmektedir. Proprioseptif sistemde problem varsa çatalı ağzına götürmekte zorlanma, ağız farkındalığında zayıflık veya çiğneme kaslarını kullanmakta zorlanma görülebilmektedir. Vestibüler sistemde problem varsa masada oturmak için gerekli dengeyi sağlamakta zorlanma yaşanabilmektedir. Görsel sistemde problem varsa tabaktaki yemek renklerinden huzursuz olma ve tek renk beslenme veya sürekli değişen tabak içi görselini tolere edememe görülebilmektedir. Dokunma sisteminde bir problem varsa yemeklerin kıvamlarını kabul etmekte zorlanma ve püre şeklindeki gıdaları veya sert gıdaları tercih etme yaşanabilmektedir. Koku duyusunda bir problem varsa yemeklerden gelen kokulardan rahatsız olma ve o ortamda bulunmak istememe görülebilmektedir. Tat duyusu ile ilgili bir problem varsa sadece baharatlı gıdalar ya da tatlı gıdalar ile beslenmek isteme gibi belirli tatları kabul etme yaşanabilmektedir.

Beslenme aktivitesi birçok duyunun birlikte entegre bir şekilde çalışmasını içermektedir. Eğer duyusal alanda bir problem varsa yemek yeme ile ilgili bir sorun karşımıza çıkabilmektedir. Bu tür durumlarda bir ergoterapistten değerlendirme almak önemlidir.

  • Tuvalet ortamı da tuvalet aktivitesi de yoğun duyusal girdi içerir. Duyu bütünleme zorlukları olan bir çocuk bu aktivitede zorlanacaktır.
  • Vestibüler hassasiyeti olan bir çocuk klozetin yüksekliğini tolere edemeyecektir,
  • Görsel hassasiyeti olan bir çocuk banyonun açık renkli ve çok ışıklı oluşunu tolere edemeyecektir,
  • İşitsel hassasiyeti olan bir çocuk sifonun sesini ve tuvaletini yaparkenki sesi tolere edemeyecektir,
  • Taktil hassasiyeti olan bir çocuk oturduğu yerin soğukluğunu, ayaklarının değdiği zemini, çiş yaparken vücuduna değmesini ve hatta kaka yaparken perinal bölgedeki o hassasiyeti tolere edemeyecektir.
  • Bahsettiğim örnekler bu aktivitenin duyusal alanın bir kısmı bir de motor ve bilişsel alanları da var.
  • Tuvalette otururken gövde kontrolünü sağlayabiliyor mu?
  • Aktivitenin adımlarını biliyor mu?
  • Aktivitenin adımlarını biliyor ve eyleme dökebiliyor mu?
  • Dikkat süresi bu aktivite için yeterli mi?
  • gibi birçok soruyu da ergoterapistler çalışmak için yetkindir.
  • Tuvalet alanında zorluklar yaşıyorsanız ergoterapistten destek almanız faydalı olacaktır.

Ergoterapistler, danışanlarının uykusunu etkileyen faktörleri rutin olarak taramayı düşünürler. Danışanlar, ilgili rutinler ve alışkanlıkların yanı sıra ilgili faktörleri ele alarak ergoterapistlerle rehabilitasyonun etkinliğini arttırabilirler.
Örneğin uyku üzerine çocuklar ve aileleri ile çalışan ergoterapistler ailenin, çocuğun ve diğer bakım verenlerin sürece etkin dahil olabilmeleri için uyku hakkında onları bilgilendirecektir. Terapist, uyku müdahalesinde çocuğu destekleyecek olan kişilerin bu konuda istek ve yetenekleri üzerindeki etkisini değerlendirir. Uykuda regülasyon oldukça önemlidir. Çocuğun kendini sakinleştirmesi ve kendini yavaşlatması gerekmektedir. Uykuya geçişi kolaylaştırmak için uyku öncesi rutinleri gözden geçirmek ve aktiviteleri yavaşlatmak önemlidir. Ergoterapist, ailenin yatma zamanı rutinini ve alışkanlıklarını düzenlemeleri için yardımcı olur. Bilişsel, fiziksel, çevresel veya davranışsal terapi müdahaleleri veya duyu entegrasyon stratejileri uygulanır. 

ERGOTERAPİDE BİLİŞSEL REHABİLİTASYON

Bilişsel rehabilitasyon, beyin hasarı veya nörolojik hastalıklarla birlikte bilişsel süreçlerin etkilenmesi sonucunda var olan bilişsel işlevi iyileştirmek, normal işlevi yeniden kazandırmak ve bilişsel eksiklikleri telafi etmek için yapılan müdahaleleri içerir.
Bilişsel rehabilitasyon hafıza, yürütücü işlevler, aktivite planlama-sürdürme, sıralama, dikkat, algı, muhakeme etme, problem çözme ve mekânsal algı becerilerine yönelik çeşitli terapötik çalışmaları kapsamaktadır.

ERGOTERAPİDE İNCE VE KABA MOTOR GELİŞİM TAKİBİ

İnce motor becerileri için elin küçük kasları gereklidir. Bu kaslar yaşamdaki görevlerin çoğunu yerine getirmek için oldukça önemlidir.
Beynimizden, vücudumuzun hareket etmesi için gönderilen emirlere motor iletiler denir. Motor iletiler sonucunda gerçekleştirdiğimiz hareketlere motor hareketler, motor hareketleri uyumlu bir şekilde kullanarak hareketi gerçekleştirmemize ise motor beceri denir.
Hareket becerileri, motor beceriler olarak ta bilinir. Kaba ve ince motor olmak üzere iki alana ayrılır.
İnce motor beceriler, günlük hayatta gerekli olan karmaşık ve kontrollü küçük el hareketlerini gerçekleştirmemizi sağlar.İnce motor becerilerin verimliliği yapılan aktivitelerin kalitesini ve aktivite performans hızını önemli ölçüde etkiler.
Etkili ince motor beceri bir takım bağımsız becerileri gerektirir. Bunlar arasında aşağıdakiler bulunur.

  • Çift taraflı entegrasyon; bir aktivite için iki elin aynı anda kullanılmasıdır. Örneğin kavanozu açarken, bir elin kavanozu kavrayıp sabitlerken diğer elin kapağı açması.
  • El ve parmak kuvveti; elleri ve parmakları kullanarak dirence karşı güç uygulayabilme becerisini ifade eder.
  • El göz koordinasyonu; el yazısı gibi bir görevi gerçekleştirmek için elleri kontrol etmek ve bunu yapabilmek için gözlerden alınan bilgileri işleyebilme yeteneğidir.
  • El hakimiyeti, aktiviteleri yaparken elin tutarlı kullanılması.
  • Proprioseption; Vücudumuzun uzaydaki pozisyonunun farkına varmamız için eklemlerden ve kaslardan alınan duyu bildirimidir.
  • Nesneleri değiştirme; diş fırçası, tarak, çatal, kaşık, gibi günlük hayatta kullandığımız cisimlerin kontrollü kullanımı için cisimleri manipüle etme anlamına gelir. Dokunsal geri bildirime dayanıyor olsa da, parmak bilinci, izolasyon ve muhalefeti içerir.

Motor beceriler, öğrenme veya deneyim sonucunda bir hareketin düzenli olarak yapılabilmesi anlamına gelir. 
Bütün kolların, bacakların ve gövdenin hareketleri hepsi kaba motor hareketleridir.
Birkaç örnek vermek gerekirse: Bir top yakalamak, dengede durmak, tırmanmak, bir trompetine atlamak, koşmak.
Çocuklarda motor gelişiminin arttırılmasına yardımcı olmak için farklı ortamlarda ve farklı koşullarda becerilerin denenmesine ortam sağlanmalıdır. Ergoterapistler; motor gelişiminde yavaşlık olan çocuklara farklı ortam ve koşul oluşturarak motor beceri gelişimi hızlandırır.
Bununla birlikte, normal kaba motor gelişimin gerçekleşmesi için, beyin, omurga, sinirler ve kasların sağlam ve hasarsız olması gerekir . Eğer doğum travması, kaza veya hastalık yoluyla hasar oluşursa, motor becerilerinin ilerlemesi diğer becerilerdeki gibi etkilenebilir.
İnce motor becerilerin geliştirilmesi ergoterapistin görev tanımına girmektedir. Ergoterapistler bireylerin günlük yaşamda maksimum bağımsızlığa ulaşmasını amaçlamaktadır. Günlük yaşam aktivitelerinde ince motor aktivitelerin gerekliliği göz önünde bulundurulursa, ergoterapinin önem verdiği alanlardan birisi ince motor becerilerin geliştirilmesidir. Günlük yaşam aktiviteleri ince ve kaba motor kuvvetlerden oluşmaktadır. Günlük yaşamda bağımsızlığı sağlamak için öncelikle ince ve kaba motor kuvvetlerin onarılması gerekmektedir.
Ergoterapinin temelinde bireyleri günlük yaşamda bağımsızlığa kavuşturmaktır. Günlük hayatta yaptığımız bütün aktiviteler kaba ve ince motor becerilerdir.

Bağımsızlık Yolculuğunda Ergoterapi

Ergoterapistler, özel eğitim alanlarında bireylerin kendine bakım becerilerini geliştirmeyi ve potansiyellerini ortaya çıkarmayı hedefler. Çocuklarla ve farklı tanı gruplarıyla çalışırlar, bireyin bağımsızlığını artırmak için gerekli müdahalelerde bulunurlar. Çeşitli materyallerle desteklenen geniş yelpazeli terapi, her yaştan bireyin günlük yaşama katılımını ve yaşam kalitesini artırmayı amaçlar.

Ergoterapi, özellikle özel eğitim alanlarında bireylerin kendine bakım alanlarında becerilerini geliştirmeyi hedefleyen bir terapi türüdür. Ergoterapistler, bireylerin maksimum potansiyellerini ortaya çıkarmaları için destek sağlarlar ve çeşitli materyaller ve aktiviteler kullanarak terapi seansları düzenlerler.

Ergoterapistler, seanslarda çocuklarla çalışırken salıncak, trambolin, top havuzu, tırmanma merdiveni, pilates topu, duyu minderi, ışıklı küre, denge tahtası gibi çeşitli materyalleri kullanırlar. Bu materyaller, bireyin ihtiyacına ve gelişimsel seviyesine uygun olarak terapi sürecine entegre edilir.

Ergoterapi, bireyin ihtiyaç duyduğu ve kısıtlılık yaşadığı birçok becerinin gelişimini destekler. Bunlar arasında ince motor beceriler, kaba motor beceriler, duyusal-motor beceriler ve görsel algısal beceriler gibi çeşitli alanlar yer alır. Bu terapi sayesinde bireylerin günlük yaşama katılımı, bağımsızlığı ve yaşam kalitesi artırılmaya çalışılır.